Makatta çatlak veya yırtık ne demektir?
Makat çatlağı, makat yırtığı, yada tıbbi ifadesi ile ‘anal fissür’ anüs (makat) bölgesini örten deride makatta ağrı, kanama ve kaşıntıya yol açan küçük bir yırtık veya çatlaktır. Genelde çatlak (fissür) yüzeyel olarak başlar ve hızla iyileşir. Bazen derinleşip altta yatan makat iç kasına (sfinkter kası) ulaşabilir. Bu durumda hastalık kronik (süreğen) hale gelmiştir. Aynı şekilde, makat çatlağının oluşma süresi 6 haftayı geçmesi durumunda kronik makat çatlağı (anal fissür) olarak adlandırılır. Makat çatlağının (anal fissür) ana nedeni, makat iç kasında (sfinkter kası) direnç artışı (hipertonisite) ve kalınlaşmadır (hipertrofi). Makat iç kası ortalama olarak 2-4 cm uzunluğunda ve 2-3 mm kalınlığındadır. Bazı makat çatlakları kendiliğinden iyileşirken diğerlerinin neden iyileşemediği kesin olarak bilinmemektedir, ancak kabızlık yada ishalin devam etmesinin bu duruma neden olduğu düşünülmektedir. Bunlara ek olarak, her dışkılama sırasında, dışkı buradaki yara ile temas eder ve iyileşmeyi geciktirir. Bu da makat iç kasının (sfinkter) kasılmasına neden olur. Makat iç kasının (sfinkter kası) kasılı kalması veya gevşememesi (anismus) çatlağın (fissür) iyileşmesini engeller.Sağlıklı kişilerde ortalama % 25 oranında makat kaslarında fazla kasılma görülürken, makat çatlağı olan hastalarda bu oran % 90 olarak belirlenmiştir. Fissürler çok nadiren iltihabi bir hastalığa neden olurlar. Makat çatlakları veya makat yırtıkları; % 90 oranında makatın arka tarafında yer alırlar; kadınlarda % 25 ve erkeklerde ise % 10 oranında makatın ön tarafında yer aldıkları bildirilmektedir.
Fissür triadı ne demektir?
Makatta çatlak makat deliğinin ağzında ve kalın bağırsağın çıkış noktasında olan bir yırtıktır. Kronik makat çatlağı (anal fissür) olan hastalarda sıklıkla ‘fissür triadı’ adı verilen üçlü bir belirti görülür. 1. Makat derisinde bir meme bulunması ki, buna nöbetçi meme, ‘sentinel pile’ veya ‘skin tag’ adı verilir. 2. Kalınlaşmış çatlak kenarlarının tabanında iç makat kasının (internal anal sfinkter) lifleri görülür. 3. Makat çatlağının üst kenarında, büyümüş papilla adı verilen kıl ve ter bezi (hipertrofik anal papilla) görülür. Makat ağrısının 4 haftadan uzun süreden beri var olması ve yukarıdaki fissür tiradı olarak adlandırılan belirtilerin 8-12 haftadan beri var olması makat çatlağı veya yırtığı, ‘kronik anal fissür’ adını alır. Makat bölgesinde enfeksiyon gelişirse, nöbetçi meme tabanında apseye neden olabilir.
Hipertrofik anal papilla neden olur?
Makat kanalı içinde dişli çizginin ve özellikle makat çatlağı hemen üzerinde kıl ve ter bezlerinin şişmesine ‘hipertrofik anal papilla’ adı verilir. Hipertrofik anal papilla çoğunlukla hiçbir belirti vermez, ancak bazen, makat kanalında yer alan dişli çizginin altına doğru büyür ve makattan dışarı sarkarlar ve bu duruma ise ‘fibröz anal polip’ adı verilir ve gerçek bağırsak poliplerinden farklı bir durumdur.
Makatta çatlak veya yırtık neden oluşur?
• Yoğun kabızlık: Sert, kuru (taş gibi) bir dışkının zorla makattan geçmesi sırasında bu bölgeyi yırtması ile oluşur.
• Yoğun ishal
• Beslenme değişiklikleri: diyetteki lif oranının azalması kabızlığa ve kabızlıkta makat çatlağına neden olabilir. Son zamanlarda özellikle protein diyeti gibi tek türde beslenme dönemi sonrasında birçok kişide bu tür makat çatlaklarına rastlanmaktadır.
• Sürekli dışkı yumuşatıcı (laksatif) kullanımı
• Crohn Hastalığı: altta yatan hastalığın tedavisi, genellikle fissürü iyileştirir.
• Hamilelik döneminde ve lohusalığın ilk iki ayında görülürler.
• Makat yolu ile cinsel temas (arkadan ilişki, ters ilişki, anal seks) sonrasında
• Lösemi hastalığı
• Bağışıklık sistemi zayıflaması
Makat çatlağı, makat temizliği yeterince yapılmadığı için mi olur?
Makat çatlağı veya anal fissür gelişmesinde, kişisel hijyen, taharetlenme veya makat bölgesi temizliğinin bir ilgisi olmadığı bilinmektedir.
Makat çatlağı ne sıklıkta görülür?
• Makat çatlağı sorunu her 350 erişkinden birinde görülür.
• Erkek ve kadınlarda eşit oranda rastlanır.
• Sıklıkla 15-40 yaş grubunda gözlenir.
• Lubowski’nin Avustralya’da gerçekleştirdiği çalışmada, kolorektal cerrahi bölümündeki muayenelerin % 6-15’inin ve gerçekleştirilen ameliyatların % 10’unun makat çatlağı nedeniyle olduğunu belirlemiştir. Garner ve ark ise İngiltere’de gerçekleştirdikleri çalışmada benzer şekilde kolorektal cerrahi bölümündeki muayenelerin % 10’unun makat çatlağı nedeniyle olduğunu saptamışlardır.
Makatta çatlak veya yırtığın belirtileri nelerdir?
• Makatta ağrı: Hastalar sıklıkla dışkılama sırasında meydana gelen yanma ya da yırtılma gibi bir his ve şiddetli ağrı tanımlarlar. Ağrı dışkılama sonrası dakikalar ya da saatlerce sürebilir. Ağrı; makat iç kasının (sfinkter kası) kasılmasına (spazm) bağlıdır. Hastalar çoğunlukla ağrı nedeniyle dışkılamadan kaçabilir ve dışkıyı geciktirmesine bağlı olarak dışkı daha da sertleşir ve buda yırtığın daha da derinleşmesine neden olur. Böylelikle, hasta bir kısır döngü halinde bu yakınmaları yaşar ve şikayetleri giderek daha belirgin hale gelir.
• Makatta şişme: Çatlağın dış kenarında şişme sonucu cilt kabartısı gelişebilir. Makat bölgesinin temizliği sırasında hasta tarafından fark edilebilir.
• Makattan kanama: Genellikle az miktarda parlak, kırmızı kanamadır ve hastaların yaklaşık % 70’inde tuvalet kağıdında ve dışkı üzerinde kan görülür. Ancak aynı yakınmalar hemoroid hastalığı ve kalın bağırsak kanserinde de olabildiği bilinmelidir.
• Makatta kaşıntı: Makatta çatlak ve yırtığın ardışık olarak iyileşip tekrar açılması sırasındaki akıntı kaşıntıya yol açabilir.
Makat çatlağı (anal fissür) hangi hastalıklarla karışabilir?
• Makat fistülü
• Makat apsesi
• Makat siğili
• Makat sarkması
• Makat kanseri
• Rektal polip
• Crohn hastalığı
• Tüberküloz hastalığı
• Makatta AİDS (HİV)
• Sedef hastalığı (psöriazis)
Makat çatlağının (anal fissür) bir çıkıntısı (hipertrofik papilla) ve derideki uzantısı (skin tag) olur. Hastaların büyük bölümü makat çatlağının derideki uzantısını basur (hemoroid) memesi zannederler. Grucela ve ark. 2010 yılında gerçekleştirdikleri bir çalışmada makat çatlağı tanısında genel uzmanlık dallarından hekimlerin % 50 oranında, Genel Cerrahi uzmanlarının ise % 70 oranında doğru tanı koyabildiklerini belirlemişlerdir. Bu tür hastalıkların bağırsak cerrahisine yoğunlaşan (kolorektal cerrahi) cerrahlar tarafından tedavi edildiğinde başarı oranının % 90’ı aştığı bilinmektedir. Makat çatlağı (anal fissür) tanısının güç olmasının ana nedeni hastaların ağrı nedeniyle makat bölgesini kasmaları ve hekimin anoskop adı verilen makat içini incelemeye yarayan cihazı yerleştirmesinin çoğu vakada mümkün olmamasıdır. Pratikte birçok hastanın hekimin eli ile makat bölgesini açma işlemi sırasında dahi, ciddi bir ağrı ile tepki verdikleri ve bu nedenle bu muayenenin çoğu zaman hakkı ile gerçekleştirilemediği bilinmektedir.
Makatta çatlağı kanser nedeni midir?
Hayır değildir, fakat makatta çatlak veya yırtık hastalığının belirti ve bulguları kalın bağırsak kanserleri ve diğer sindirim sistemi hastalıklarının belirtileriyle benzerlik gösterebilir. Bundan dolayı şikayetler olduğunda önce bir doktor tarafından değerlendirilmesi gerekmektedir. Frisch ve arkadaşlarının 68,549 makat hastası üzerinde yaptıkları araştırmada, makat kanseri sadece 23 hastada (% 0.03 oranında) belirlenmiştir.
Makat çatlağı nasıl tedavi edilir?
Makat çatlağının ameliyatsız ve ameliyat ile tedavisi mümkündür.
Makat çatlağı tedavi edilmezse ne olur?
Birçok hastanın makat çatlakları ile yaşamlarına devam ettikleri ve gelişigüzel (dost veya eczane tavsiyesi vb.) temin ettikleri krem veya ilaçlarla kendi kendilerine tedavi uyguladıkları bilinen bir gerçektir. Burada ana neden, sorunu önemsememe, doktora muayene olmaktan çekinme (utanma duygusu, mahremiyet vb.) ve bu tür nedenlerdir. Makat çatlağı belirtilerinin, yukarıda belirtilen birçok hastalıkla karışabildiği bilindiğinden, bu tür bir tedaviyi hekime danışmadan uygulamak çok sakıncalıdır ve altta yatan hastalığının ilerlemesine yol açabilir. Makat çatlakları hiçbir tedavi uygulanmadığı takdirde kendiliğinden iyileşebilir, ancak büyük olasılıkla sonradan tekrarlar ve bu dönemde çatlak daha kalınlaştığından, hasta ameliyatsız tedavi şansını kaybedebilir.
MAKAT ÇATLAĞI AMELİYATI
Makat çatlağının (anal fissür) ameliyatı öncesinde makat bölgesi lavman ile cerrahi girişime hazırlanır. Günümüzde birçok cerrah lavmana gerek duymadan makat bölgesi girişimlerini gerçekleştirmektedirler.
1. Fissürektomi: makat çatlağının cerrahi olarak kesilerek çıkartılması işlemidir.
2. Makat genişletilmesi (anal dilatasyon)
Genel anestezi (narkoz) veya belden uyuşturma (spinal anestezi) altında makatın cerrah tarafından genişletilme işlemidir. Geçmişte makat çatlağı (anal fissür) tedavisinde uygulanan tek başına makatın genişletilmesi işlemi veya anal dilatasyon ameliyatı % 10-60 gibi nüks oranını getirdiğinden günümüzde dışkı tutma sorunu olabilecek yaşlı veya risk grubundaki hastalarda tercih edilir. Bu teknikte bile cerrahın aşırı genişletme yapmasına bağlı olarak % 12-27 oranında gaz veya dışkı kaçırma sorunu doğabilmektedir.
3. Lateral internal sfinkterotomi (makat iç kasının kesilmesi)
Günümüzde makat çatlağının (anal fissür) cerrahi tedavisinde en yaygın olarak kullanılan teknik lateral internal sfinkterotomidir. Bu tekniğin temeli, makat bölgesinde dinlenme basınçlarının yüksek olmasına neden olan, iç makat kasının (internal anal sfinkter) cerrah tarafından kesilmesi prensibine dayanır, ancak bazı hastalarda sfinkterotomi girişimine rağmen, makat dinlenme basınçları yüksek kalabilmektedir. Makat çatlağı ameliyatı, narkoz (genel anestezi), iğne ile makatın uyuşturulması (lokal anestezi) ve belden uyuşturma (spinal anestezi) ile gerçekleştirilir. Keighley ve ark. 1981 yılında gerçekleştirdikleri çalışmada, makat çatlağı ameliyatının genel anestezi altında yapılmasının hasta ve cerrah konforu açısından daha uygun olduğu ve sonuçlarının da daha iyi olduğu belirlenmiştir. Makat çatlakları ön veya arkada olduklarından lateral internal sfinkterotomi işlemi makatın sağ ve sol yanından makat iç kasına ulaşarak gerçekleştirilir.
a. Açık teknik: Lateral internal sfinkterotomi ameliyatı sıklıkla iç ve dış makat kası arasındaki deride (intersfinkterik alan) yaklaşık 0.5-1 cm’lik bir kesi yapılarak, iç makat kası bağırsaktan ayrılır ve iç makat kası (internal anal sfinkter) kesilir ve bu teknik ‘’açık sfinkterotomi’’ olarak adlandırılmaktadır.
b. Kapalı teknik: iç ve dış makat kası arasındaki deride (intersfinkterik alan) küçük bir kesi yapılarak bıçak (bistüri) ile intersfinkterik alana girilir ve bisturinin ucu iç makat kasına (internal anal sfinkter) doğru yönlendirilerek, cerrahın el yordamı ile iç makat kası (internal anal sfinkter) kesilir ve bu teknik ‘’kapalı sfinkterotomi’’ olarak adlandırılır.
Ameliyat sırasında, bazı cerrahlar çatlak olan bölümü de çıkartırken (fissürektomi) yada elektrokoter adı verilen aletle yakarken, bazıları çatlağı çıkartmazlar. Lateral internal sfinkterotomi ile birlikte çoğunlukla çatlağın çıkıntısı (hipertrofik papilla) ve derideki uzantısı (skin tag) da alınır. Makat çatlağı tedavisinde sfinkterotomi ameliyatı açık veya kapalı teknikle yapılır. Açık teknikte iç makat kası kesilir ve yara açık bırakılır, kapalı teknikte ise iç makat kası kesildikten sonra deriye dikiş atılır, ancak bu teknik bu kapalı alanda makat apsesi gelişme riski nedeniyle daha az tercih edilmektedir. Lateral internal sfinkterotomi ameliyatında teknik olarak en önemli nokta, makat dış kasının (eksternal anal sfinkter), bu girişim sırasında zarar görmemesidir. Lateral internal sfinkterotomi işlemi sırasında makat dış kasının (eksternal anal sfinkter) hasarlanması dışkı ve gaz tutamama sorununa rastlanır. Ayrıca, ameliyat sırasında makat bölgesine markain, bupivakain gibi bölgesel anestezik maddeler enjekte edilir ve böylelikle ameliyat sonrasında hastanın ağrısı belirgin şekilde azaltılmış olur ve böylelikle ağrı kesici ilaçların gereksiniminde belirgin azalma olmaktadır. Ameliyat akşamında hasta ayağa kaldırılır, oturma banyosu yaptırılır ve yemek verilir. Lateral internal sfinkterotomi sonrasında, hastalarda iki ay içinde % 90-92 oranında düzelme görülmektedir. Uzun dönemde ise, % 0-15 (ortalama % 5) nüks ve % 0-15 arasında dışkı ve gaz kaçırma komplikasyonu görülür. Ameliyat sonrası erken dönemde (ilk bir ay), tek başına lateral internal sfinkterotomi yapılan vakalarda % 30, fissürektomi (fissürün çıkartılması) ve lateral internal sfinkterotomi yapılan vakalarda % 40 oranında gaz ve dışkı kaçırma yada inkontinens görülebilir.
4. Basınç kontrollü sfinkterotomi: makat çatlağının nüksü için iç makat kasının yetersiz kesilmesi sorumlu olabilir. Buna karşın dış makat kasının bazı liflerinin kesilmesi, gaz ve dışkı kaçırma ile sonuçlanabilmektedir. Bu nedenle iç makat kasının ne az, ne de fazla kesilmesi, yada kararında kesilmesi çok önem arz eder. Bu amaçla, anal manometri adı verilen ve makat kaslarının basınçlarını ölçmeye yarayan cihaz yardımı ile makat basınçlarını kontrol ederek kademeli ve kontrollü sfinkterotomi yapılabilir. Bu sayede gaz ve dışkı kaçırma komplikasyonu riski çok büyük ölçüde ortadan kaldırılabilir.
5. Fissürektomi ve kaydırma (flep) tekniği: makat çatlağı, yırtığı veya fissürün olduğu alan cerrahi olarak çıkartıldıktan sonra bu çıkartılan alana çevre dokulardan kaydırma (flep) yapılarak doldurulur (anoplasti).
6. Lazerle fissürün yakılması: lazer ışınları ile ameliyathane koşullarında anal fissür veya makat çatlağı alanı yakılarak buharlaştırılır (vaporizasyon).
7. Radyofrekans (RF) ile sfinkterotomi: makat iç kası (internal anal sfinkter) radyofrekans (RF) ile kesilebilir.
Hasta ameliyat sonrasında ne kadar sürede iyileşir?
• Makatta ağrı sıklıkla birkaç gün içinde ortadan kalkar.
• Hasta ortalama 3-4 gün içinde işine geri dönebilir.
• Tam iyileşme birkaç hafta içinde olur.
Makat çatlağı (anal fissür) ameliyatı sonrasında ne tür komplikasyonlar görülebilir?
1. Enfeksiyon: Makat çatlağı anal fissür ameliyatı sonrasında nadiren enfeksiyon görülür. Genelde % 1-2 oranında makat apsesi gelişebildiği bilinmektedir.
2. Gaz ve dışkı kaçırma: Gaz kaçırma, makat çatlağı ameliyatları sonrasında % 12-27 oranında görülürken, dışkı kaçırma veya hafif ıslatma (soiling) ise % 10-15 oranında görülür. Hastaların en çekindikleri komplikasyon doğal olarak budur, zira sosyal bir ortamda iken acilen tuvalete gitme gereksinimine neden olur. Ameliyatın bağırsak cerrahisi (kolorektal cerrahi) üzerine yoğunlaşan bir cerrah tarafından gerçekleştirilmesinin, sonuçları belirgin şekilde iyileştirdiği bilinmektedir.
3. Makat fistülü gelişimi: Ameliyat sırasında bağırsak yüzeyi (mukoza) açılması sonrasında makat fistülü (perianal fistül) gelişir ve hastaların % 1’inden azında görülür.
4. Makattan kanama: ameliyat bölgesinde bir morarma olması çok doğaldır, tedavi gerektirecek düzeyde bir kanama olması çok enderdir.
5. Makat çatlağının tekrarlaması: ameliyat sonrası tekrarlama veya nüks hastaların % 1-6’sında görülür. Makat çatlağı nüks eden hastaların yaklaşık % 50’sinde, Crohn hastalığı adı verilen iltihabi bağırsak hastalığı sorunu olduğu belirlenmiştir.
Makatta çatlak (anal fissür) tedavisini hangi mevsimde yaptırmak avantaj sağlayabilir?
Makatta çatlak veya anal fissür tedavisi sonrasında hekimler sıklıkla makat bölgesine pansuman amacı ile sıcak su içine oturma banyoları önerirler. Oturma banyosu küvet, leğen içinde yapılabilirken, bu amaçla geliştirilmiş gayet pratik klozet içine oturan özel plastik oturma küvetleri bulunmaktadır. Oturma banyosu yerine denizde tuzlu su ile banyo yapmak yara iyileşmesi açısından çok yararlıdır. Bu nedenle makat bölgesi ameliyatları sonrasında pratikte yaz ayında uygulanması halinde uzun süre denizde veya havuzda kalmak, hem hasta konforu, hemde yara iyileşmesi açısından katkı sağlar.
Makatta çatlak (anal fissür) tedavisi ve ameliyatı için hangi bölüme başvurmak gerekir?
Makatta çatlak veya makat yırtığı nedeni ile yapılan Botoks uygulamasını bu sorunun ameliyatlarını da gerçekleştiren Genel Cerrahi Uzmanları yapar. Yoğun olarak makat bölgesi hastalıkları ile uğraşan Genel Cerrahlar ise makat doktoru, makat cerrahı, proktolog, proktoloji uzmanı, koloproktolog veya kolorektal cerrah ve bu bölümde proktoloji, koloproktoloji veya kolorektal cerrahi olarak adlandırılır.
Makat çatlağı hastaları nasıl beslenmeli?
Makat çatlağı (anal fissür) hastalığında, hem hastalıktan korunmak ve hem de hastalığın alevlenme dönemlerinde rahat etmeleri açısından uygun bir diyetle beslenmeleri çok önemlidir. Makat çatlağı hastalarının yoğun şekilde dışkı yumuşatıcı (laksatif) ilaçlar kullandıkları gözlemlenmektedir. Dışkılama eyleminin rahat olabilmesi için, dışkı yumuşatıcı ilaçlar kullanmak yerine; günde 2 Lt civarında su tüketmek, bol lifli ve doğal bir beslenme şekli tercih edilmelidir. 20-50 yaş grubundaki kişilerin diyetlerindeki günlük lif miktarı, erkeklerde ortalama 40 gram ve kadınlarda 25 gram olmalıdır. Bazı besin düzensizliklerine neden olmamak için, diyetteki lif miktarının günde 50 gramı aşması önerilmez. Tahıl, bakliyat, soya fasulyesi, arpa, pirinç ve buğday, sebze ve meyvelerin dengeli şekilde alınması bağırsak hareketlerini arttırır ve kabızlık ile mücadelede çok yararlıdır.
Makat çatlağı hastaları için zararlı olan gıdalar
Baharatlı gıdalar (kırmızı biber, kara biber, pul biber, acı biber, izot vb.)
Kebaplar
Hamburger
Turşu
Pizza
Alkol
Çay ve kahve (aşırı tüketimi)
Turunçgiller (limon, mandalina, portakal, greyfurt)
Süt ürünleri (peynir, süt, ayran)
Ketçap
Çikolata
Makat çatlağı hastaları için yararlı olan gıdalar
Tahıllı gıdalar Meyveler
Kepek Elma (kabuklu)
Mısır Kayısı
Mısır gevreği (corn flakes, müsli) Muz
Pirinç Yabanmersini (çay üzümü)
Kavun
Kuru yemiş Karpuz
Kuru üzüm Kiraz
Kuru kayısı Vişne
Kuru incir Üzüm
Kuru erik Şeftali
Fındık Armut
Ceviz Ananas
Erik
Haşlanmış sebzeler Çilek
Lahana (beyaz, kara ve kırmızı) Ahududu (frambuaz, ağaç çileği)
Karnabahar
Havuç Çiğ sebzeler
Yabani havuç (karakavza) Fasülye filizi
Patates (kabuklu) Kereviz
Ispanak Salatalık
Kuşkonmaz Kıvırcık salata
Kabak Mantar
Şalgam Soğan
Mısır (konserve) Yeşil biber
Brüksel lahanası Ispanak
Domates
Baklagiller Ekmek
Bakla Tahıllı
Fasülye Yulaflı
Nohut Çavdarlı
Soya Kepekli
Mercimek Buğdaylı
Bezelye Beyaz
Keçi boynuzu
Yalancı akasya
Gülibrişim
Makatta Çatlak (Anal Fissür) İçin Ameliyatsız Tedavi
Basit önlemler
1. Diyet düzenlemeleri: posa bırakan gıdalar ve günde 2 Lt gibi su tüketilmesi, acı, ekşi ve baharatlı gıdaların kısıtlanması ve günde 20-25 gram civarında lif tüketilmesi çok etkili olmaktadır. Bu anlamda bitkisel lif takviyelerinin çok etkili olduğu bilinmektedir.
2. Oturma banyosu: ılık su içinde (24-38oC), günde iki kez 15 dakika süreli oturma banyosu yapılması çok yararlıdır. Oturma banyosunun havuz veya deniz suyu içinde yapılması çok kolaylıklar sağlar. Birçok hastanın, havuza girmenin, makatta çatlak olan bölgede enfeksiyon riski doğuracağı endişesi taşıdığını gözlemlemekteyiz, ancak havuz suyunda bulunan yüksek klor oranından, çatlağın olumlu yönde etkilendiğini bilmek yararlı olur. Hastaların büyük bir bölümünde, ilk günler dışında düzenli oturma banyosunu devam ettirmenin pek mümkün olmadığı, buna karşın havuza veya denize girme önerilerine uyulduğunu saptamaktayız. Makat bölgesindeki ağrıyı hafifletmekte, oturma banyosu ile ortalama 5 dakika süre ile buz kompresinin ile ardışık olarak uygulanması, çok etkilidir.
3. Dışkı yumuşatıcılar: Dışkı yumuşatıcı ilaçların sert dışkının çatlağı daha fazla tahriş etme etkisini azalttıkları bilinmektedir. Ancak, ishal durumunun da makat çatlağına neden olduğu bilindiğinden, bu tedavi asla gelişigüzel yapılmamalı ve mutlaka doktor kontrolünde uygulanmalıdır.
4. Kortizonlu kremler: çok yaygın olarak kullanılırlar, bazılarında aneztezik madde de bulunur.
5. Çinko oksit: bebeklerin pişiklerinde de kullanılan ve makat çatlaklarında çok etkili oldukları bilinen kremlerdir.
6. Lokal anestezik kremler: bölgesel olarak ağrıyı ve spazmı azaltmaya yararlar.
7. Nitrogliserinli (gliseril trinitrat) krem: Sağlıklı bir kişide dışkılama eylemi sırasında iç makat kası gevşer ve dışkı tahliye edilir. Buna karşın makat çatlağı veya yırtığı olan kişilerde iç makat kası veya internal anal sfinkter istemsiz olarak kasılı kalır ve bu da dışkılama eylemi sırasında hastalarda ‘cam ile kesme veya jilet ile kesme’ türünde kötü bir his ve saatlerce devam edebilen şiddetli makat ağrısına neden olabilir. % 0.2’lik veya % 0.4’lük Nitrogliserin içeren kremler, ilk olarak 1993 yılında O’Kelly ve ark. tarafından iç makat kasını gevşetmek amacı ile kullanılmış olup, o günden bu yana yaygın olarak başarı ile kullanılmaktadır. Genellikle günde iki kez kullanılmaları önerilir, fazla miktarda kullanıldığında tansiyonu düşürerek hastaların % 25-30’unda baş ağrısı, baş dönmesi, terleme ve baygınlık hissi gibi yakınmalar yapabilir ve % 10-20 hastanın ilacı bırakmasına neden olabilirler. Uygulama sırasında parmaktan emilme olasılığına karşın eldiven ile veya kalın bir tahta veya plastik çubuk yardımı ile uygulanması bu tür yan etkileri azaltabilir.Çeşitli çalışmalarda nitrogliserin krem uygulaması sonrasında yakınmaların % 40-70 oranında gerilediği, ancak ardından olguların % 10-50’sinde yakınmaların tekrarladığı belirlenmiştir.
8. Kalsiyum kanal blokerleri: % 0.2-0.5 Nifedipin jel ve % 2 diltiazem gibi kremler aynı şekilde iç makat kasını gevşeterek çatlağı iyileşmesine katkı sağlayabilirler. Hastaların % 30-35’inde baş ağrısı ve yaklaşık % 5’inde baş dönmesi, terleme ve baygınlık hissi gibi yakınmalar yapabilir ve % 10-20 hastanın ilacı bırakmasına neden olabilirler. Diltiazem krem ile yakınmaların % 70-90 oranında gerilediği, ancak sonradan olguların % 10-50 oranında yakınmaların yeniden görüldüğü belirlenmiştir. Nelson makat çatlağı tedavisinde, 6 hafta süreli % 0.2 Nitrogliserin krem kullanımı ile 6 hafta süreli % 2 diltiazem gibi kremin etkinliğini karşılaştırmış ve arada bir fark olmadığını belirlemiştir.
9. Makat kası basıncını düşüren diğer ilaçlar: % 0.1 Bethenecol ve Dipiridamol
10. Gümüş Nitrat tedavisi: Makat çatlağı veya yırtığına gümüş nitrat uygulaması ve bazen CO2 lazer ile yakılması anal fissür tedavisinde çok etkilidir.
Cerrah tarafından muayenehane koşullarında uygulanan ameliyatsız tedaviler
1. Botulinum toksini (Botoks): iç makat kasında geçici bir felç oluşturarak makattaki çatlağın iyileşmesine katkı sağlarlar.
2. Kriyoterapi ile sfinkterotomi: muayenehane koşullarında makat bölgesini iğne ile uyuşturulduktan sonra (lokal anestezi) kriyoterapi cihazı ile makat bölgesi dondurularak iç makat kası kesilebilir. Son zamanlarda, makat basınçlarını manometri cihazı ile ölçerek yapılan, “basınç kontrollü sfinkterotomi”, klasik sfinkterotominin yerini almaya başlamıştır.
3. Makatın balon ile genişletilmesi: Bu teknik makatın bir balonlu kateter ile hava verilerek genişletilmesi prensibine dayanır, 2008 yılında Renzi ve ark. bu yöntemle makat çatlağının ameliyatsız tedavisinde başarılı sonuçlar elde ettiklerini bildirmişlerdir. Ancak, diğer çalışmalar ve sonuçlar bu bulguları desteklemediğinden rutin kullanıma girmemiştir.
Makat çatlağı (makat yırtığı, anal fissür) için Botoks tedavisi nasıl yapılır?
Ağırlıklı olarak kozmetik amaçlı kırışıklıkların tedavisinde yaygın olarak kullanılan Botoks veya Botulinum toksini, 1994 yılında Gui ve ark. ilk çalışmasından beri, makatta çatlak veya anal fissür vakalarında da kullanılmaktadır. Çatlak olan makat bölgesinde iç makat kasının (internal anal sfinkter) iki yanına 20-50 ünite (IU) Botoks enjekte edilir.
Makat yırtığı (makat çatlağı, anal fissür) için Botoks tedavisinin avantajları nelerdir?
• Makattaki çatlak ameliyatında sfinkterotomi adı verilen iç makat kasının kesilmesi işleminin gaz veya dışkı tutamama (bağırsak inkontinensi) gibi yan etkilerinden kaçınmak için geçici felç yaratan Botoks uygulaması, yaygın olarak gündeme girmiştir.
• Ameliyathane gerektirmez.
• İşlem sonrasında günlük aktiviteye aynen devam edilir.
Botoks, makat yırtığını nasıl tedavi eder?
Botoks veya Botulinum toksini 2-6 ay süre ile iç makat kasında geçici felç oluşturur ve bu dönemde makatta oluşan gevşeme ile dışkı daha rahat geçmekte ve makat çatlağı yada yırtığı vücut tarafından iyileştirilmektedir. Bu sürenin sonunda hasta diyetine dikkat ettiğinde Botoks enjeksiyonunu tekrarlamak gerekmez, ancak değişik çalışmalarda, Botoks tedavisi sonrasında, zaman içinde % 0-42 oranında nüks geliştiği bildirilmiştir.
Makat çatlağı (makat yırtığı, anal fissür) için Botoks tedavisinin başarı oranı nedir?
Genellikle, makatta çatlak durumunda hastaların % 70-75’inde, 20 ünite (IU) Botoks tedavisi ile tam başarı, % 20’sinde kısmi başarı (yakınmaların yarı yarıya azalması) elde edilir. Makatta çatlak sorunu olan hastaların % 5-10’unda ise Botoks tedavisi sonuç vermez. Değişik çalışmalarda Botoks tedavisi ile % 30-96 arasında başarı elde edildiği bildirilmektedir. Hastaya uygulanan Botoks dozunun 30 ünite (IU) olması durumunda, tedavi başarısının % 87’ye dek çıktığı bildirilmektedir.
Makat çatlağında (makat yırtığı, anal fissür) Botoks tedavisi hangi hastalar için uygun değildir?
• Gebeler
• Emziren lohusalar
• Makat fistülü varlığı
• 18 yaştan genç olanlar
• 70 yaşın üzerindeki hastalar (ameliyat için risk varlığında uygulanabilir)
Makat çatlağında (makat yırtığı, anal fissür) Botoks tedavisi sonrasında ne tür sorunlar görülür?
• Gaz ve dışkı kaçırma: % 10-18 oranında geçici süreli olarak gaz kaçırma ve % 10-15 dışkı kaçırma görüldüğü bildirilmektedir.
• Basur pıhtılaşması: Botoks tedavisi sonrasında % 5 oranında basur pıhtılaşması veya hemoroid trombozuna rastlanır.
• Grip bulguları: Diğer aşılarda da olduğu gibi, olguların % 3’ünde Botoks enjeksiyonu sonrasında, halsizlik ve bitkinlik gibi grip varlığında görülen bulgulara rastlandığı saptanmıştır.
• Makat kaşıntısı: Hastaların % 10’unda ”anal dermatit” adı verilen soruna neden olur.
Makat yırtığında (makat çatlağı, anal fissür) Botoks tedavisi sonrasında nöbetçi meme kaybolur mu?
Hastaların büyük bir çoğunluğu nöbetçi memeden rahatsız olurlar ve Botoks tedavisi ile bunun kaybolacağı ümidine kapılırlar. Botoks makat kasında belirgin bir gevşeme sağlayarak makat çatlağının bulgularının düzelmesine neden olur, ancak nöbetçi meme kaybolmaz ve aynen yerinde kalır. Nöbetçi meme sadece ameliyat ile yok olabilir.
Makat yırtığı (makat çatlağı, anal fissür) için Botoks tedavisi başarılı olmazsa ne yapılır?
Makatta çatlak nedeni ile yapılan Botoks uygulamasından sonra, hastanın yakınmalarında 30 gün içinde bir düzelme olmazsa, kısmi başarı elde edilen yani yakınmaların yarı yarıya azaldığı hastalarda, ikinci bir seans Botoks uygulaması yapmak gerekebilir. Bu seanstan sonrada başarı elde edilmezse, cerrahi girişim veya ameliyat önerilir.
Makat yırtığının (makat çatlağı, anal fissür) tekrarlamaması için ne tür önlemler alınabilir?
Kabız olmamak için düzenli sağlıklı besinler tüketilmeli (sebze, meyve ve özellikle baklagiller) ve bol su (günde en az 8-10 bardak) içilmelidir. Bunlara ek olarak yapılacak düzenli spor aktiviteleri (örneğin yürüyüş) önerilebilir. Kahve ve alkol tüketimi azaltılmalıdır. Bu önlemlerle dışkılama alışkanlığı düzenlenebilir. Diyete dikkat edilmediği takdirde, makat çatlağının % 30-70 oranında tekrarladığı bilinmektedir. Ancak, bahsedilen diyete dikkat edildiği takdirde makat çatlağının (anal fissür) nüks etme oranının % 15-20 oranına dek azaltılabildiği bilinmektedir.
Hangi sporlar makat çatlağı (makat yırtığı, anal fissür) sorunu olan hastalar için sakıncalıdır?
Motosiklete, bisiklete veya ata binme, vücut geliştirme sporu (ağırlık kaldırma), mekik çekme, köprü kurmak, plates, dağcılık ve aşırı ıkınmaya neden olan tüm sporlar makat çatlağı hastalarına sorun oluşturur. Yürüyüş veya koşu yapılmasında bir sakınca yoktur. Yüzme ile birlikte makat çatlağının düzelme gösterdiği bilinmektedir.
İyileşmeyen makat çatlaklarında (makat yırtığı, anal fissür) tedavi nasıl olur?
Tedaviye cevap vermeyen bir çatlak (anal fissür) iyileşmeyi engelleyen bir nedenin Crohn hastalığı gibi bir durumun varlığı açısından tekrar incelenmelidir. Makat iç kasında (sfinkter kası) spazm ya da sertleşmiş iyileşme dokusu (nedbe veya skar) varlığı gibi nedenler olabilir. Ağrı ve/veya kanamaya devam eden çatlaklar cerrahi yolla tedavi edilmelidir.
Op. Dr. Engin Baştürk, gastroenteroloji, genel cerrahi ve obezite cerrahi alanlarında uzmanlaşmış bir doktordur.
+90505 524 93 11
Tüm Hakları Saklıdır – 2024
Doktora Danış