Tiroid Nodülleri Nedir?

TANIM 
Tiroid nodülü, tiroid bezinin içinde bezi oluşturan hücrelerin aşırı çoğalması sonucu oluşan kistik (içi sıvı dolu) veya katı kitlelerdir. Tiroid nodüllerine genel populasyonda oldukça sık rastlanır. Toplumun yaklaşık % 5-10’unda muayeneyle saptanabilen tiroid nodulü bulunmaktadır. 1 cm ve üzerindeki nodüller muayene ile saptanabilirken, tiroid nodülleri genellikle 1.5 cm boyutuna ulaştığında fark edilmektedir. Günümüzdeki modern görüntüleme yöntemleriyle tesadüfen rastlanan tiroid nodülleri sıklığı ise özellikle 50 yaş ve üzerinde % 50’lere yaklaşmaktadır. Tiroid nodüllerinin yaklaşık % 5’ini kanserli nodüller oluşturur bununla beraber nodüllerin yaklaşık % 95’i iyi huyludur ve belirti vermezler. Bu nedenle tüm nodüller kanserli nodülün diğer nodüllerden ayırt edilmesi için mutlaka değerlendirilmelidir.
 

BELİRTİLER
Tiroid nodullerinin genellikle herhangi bir belirti ve bulguya yol açmazlar. Çoğunluğu doktor tarafından yapılan rutin fizik muayene veya check-up sırasında yapılan ultrasonografi ile tesadüfen saptanır.
Tiroid nodülü büyüdüğü zaman boyunda şişlik, ele gelen lezyon şeklinde kendini gösterir. İleri derecede büyüyen tiroid nodülleri bunlara ek olarak bası belirtileri verebilirler;
– Yutkunurken takılma hissi veya yutma güçlüğü,
– Sesde kalınlaşma,
– Nefes darlığı Tiroid nodülünü oluşturan hücreler aşırı hormon üreterek hipertiroidi belirtilerine yol açabilirler;
– İştah artışına rağmen kilo kaybı,
– Kalp atım sayısının artması, çarpıntı,
– Sinirlilik,huzursuzluk
– Terleme, sıcağa karşı dayanıksızlık
– Adet düzeninde değişiklik
– Artmış barsak hareketleri, bazen ishal,
– Çabuk yorulma, kas güçsüzlüğü,
– Ellerde titreme,
– Ciltte incelme, tırnaklarda bozukluk çabuk kırılma
– Uyku bozukluğu

Aşağıdakilerin Varlığında Kanser Riski Açısından Dikkat
Hikayede;
• Diyetteki iyot miktarının yetersiz olması,
• Baş ve boyun bölgesine radyasyon hikayesi: Radyasyon hikayesi varlığında tiroid nodülde kanser riski %40’lara ulaşmaktadır.
• Aile hikayesi: MEN, Gardner sendromu, ailevi poliposis sendromu, Cowden Hastalığı.
• Tiroid nodulünde hızla büyüme hikayesi,
• Ses değişikliğinin olması,
• Yutma güçlüğünün olması
• 20 yaşın altındaki ve 70 yaşın üzerindekilerde risk artmaktadır. 14 yaş ve altında saptanan nodüllerin % 50’si kanserdir.

Fiziki Muayenede;
• Nodülün cilt, kas gibi civar dokulara yapışık ve fikse olması,
• Nodülün çok sert olması,
• Nodüle boyunda lenf nodu büyümesinin eşlik etmesi,
• Nodülün 4 cm.den büyük olması,
• Nodülün tek olması


Görüntülemede:
• Kapsul dışına yayılım olması,
• Tek taraflı lenf nodlarında büyüme saptanması,
• Nodülde veya lenf nodunda kalsifikasyonlar saptanması
NEDENLERİ
Tiroid nodüllerinin nedeni genellikle bilinmemektedir. Bununla beraber nodül oluşumunda bazı risk faktörleri vardır;

– Besinle alınan iyotun yetersiz olması,
– Ailede tiroid nodülü olması,
– Hashimato tiroiditi gibi bazı tiroid hastalıkları,
– Çocukluk çağında boyun bölgesine ışın uygulanmış olması.

Tiroid nodülleri aşağıdaki formlarda karşımıza çıkar;

Kolloidal nodül: Tiroid nodüllerinin çoğunluğunu oluşturur ve iyi huyludur. Bir veya birden fazla olabilir. Büyük boyutlara ulaşabilmelerine rağmen tiroid dokusunun dışına çıkmazlar.

Foliküler adenom: İyi huylu olmakla birlikte iyi huylu-kötü huylu ayrımı ince iğne aspirasyon biyopsisi ile yapılamaz. Bu nedenle ince iğne biyopsisinde şüpheli gruba dahil edilir.

Tiroid kisti: Tiroid bezinde içi sıvı dolu lezyonlardır. Tiroid kistlerinin içi tamamen sıvı ile dolu olabileceği gibi (basit kist), bazılarının içinde sıvının yanında katı bölümlerde bulunabilir. Bunlara kompleks kist denir. Basit kistler genellikle iyi huyluyken, kompleks kistlerde kansere rastlanabilir.

Enflamatuar nodül: Tiroid bezinin kronik enflamasyonu (tiroidit) sonucu nadiren oluşur. Tiroiditlerin nadir formu olan subakut tiroiditte tiroid bezinde ciddi ağrı olur. Diğer formları ağrısızdır ve bazen doğum sonrası ortaya çıkar.

Tiroid kanseri: Tiroid nodüllerinde kanser olma ihtimali düşükken ailede tiroid veya diğer endokrin bezlerde kanser hikayesi olması, 20 yaş altı ve 70 yaş üzerinde olmak, erkek cinsiyet ve abş boyun bölgesine ışın uygulanmış olması kanser riskini arttırır. Kanserli nodüller genellikle büyük ve serttir.

Multinodüler Guatr: Tirod bezinde birden fazla nodülün olduğu durumdur.

Hiperfonksiyone tiroid nodülü (toksik adenom, toksik multinodüler guatr, Plummer hastalığı): Bu nodüller büyüyerek ve otonomi kazanarak, hipofiz bezinden salgılanan ve tiroid hormonu salgılanmasında düzenleyici rol oynayan Tiroid Stimüle Edici Hormon’dan (TSH) bağımsız olarak fazla tiroid hormonu salgılarlar.
 

RİSK FAKTÖRLERİ
Tiroid nodüllerinin nedeni tam olarak bilinmemekle beraber bazı risk faktörleri vardır.

Aile hikayesi: Ailede tiroid nodülü olması kişide nodül gelişme riskini arttırır.
Yaş: Tiroid bezinde nodüle gelişme olasılığı yaşla birlikte artmaktadır. 50 yaşında tiroid nodülü görülme sıklığı % 50lere ulaşmaktadır.
Cinsiyet: Tiroid nodülleri kadınlarda daha fazla görülür.
Radyasyona (ışın) maruz kalma: 1940-1950’li yıllarda akne, tonsillit (bademcik) gibi bazı iyi huylu hastalıkların tedavisi için radyoterapi (ışın) yöntemi kullanılmış. Baş boyun bölgesine bu amaçla ışın alanlarda tiroid nodülü görülme olasılığı daha yüksektir. Nükleer santral kazaları veya nükleer silah denemeleride çevrede yaşayanları tiroid nodülü ve kanseri açısından riskli duruma getirir.
Bazı tiroid hastalıkları: Tiroid nodülleri kronik tiroidit gibi bazı tiroid bozukluklarında daha fazla görülür.
 

KOMPLİKASYONLARI (İSTENMEYEN ETKİLERİ)

Tiroid nodüllerinin çoğunluğu iyi huyludur. Bununla beraber bazı nodüllerde istenmeye etkiler görülebilir.Büyük nodül ve multinodüler guatrlarda bazen nefes darlığı, yutma zorluğu, öksürük, ses kalınlaşması gibi bası belirtileri görülebilir.

Hiperfonksiyone tiroid nodülünde (toksik adenom, toksik multinodüler guatr, Plummer hastalığı) hipertiroidiye bağlı istenmeyen yan etkiler görülebilir.;

Kalple ilgili sorunlar: Hipertiroidiye bağlı olarak kalp atım sayısının artması, atrial fibrilasyon ve ileri dönemlerde kalp yetmezliği görülebilir.
Kemik güçsüzlüğü, erimesi (osteoporoz): Kemik yapısının sağlamlığı içerdiği kalsiyum ve diğer minerallere bağlıdır. Aşırı tiroid hormonu kalsiyumun kemik tarafından alınmasını etkiler ve sonuçta kemiklerin zayıflaması ve kemik erimesine yol açar.

Tiroid krizi: Ani gelişen ve hayatı tehdit eden bir durumdur. Acil olarak müdahale etmek gerekir.Tiroid fırtınası olarakda adlandırılır. Hipertiroidi belirtilerinin aşırı şekilde ortaya çıkmasıdır.
TANI

Tiroid nodüllerinin genellikle belirti ve bulgu vermezler. Büyük çoğunluğu başka bir nedenle yapılan fizik muayene veya görüntüleme sonrasında tesadüfen saptanırlar. Nodül saptandığında öncelikle tiroid bezinin yapısında bu nodüle eşlik eden başka nodüller olup olmadığı, incelenmelidir. Saptanan nodüllerin kanserli nodülden mutlaka ayırt edilmesi gerekir. Aynı zamanda nodüle eşlik eden fonksiyonel bir bozukluk yani hipertiroidi veya hipotiroidi durumu varmı diye araştırılır. Bu amaçla aşağıdaki testler yapılır.

Kan Testleri
• Öncelikle tiroid bezinin fonksiyonunu görmek için testler yapılır. Bu amaçla tiroid hormon düzeyleri (T3 ve T4) ve tiroid bezinden tiroid hormonlarının salgılanmasını stimule eden tiroid stimüle edici hormon (TSH) düzeyine bakılır. Düşük T3 ve T4 düzleri ve yüksek TSH düzeyi hipotiroidiyi, yüksek T3 ve T4 ve düşük TSH düzeyleri ise hipertiroidiyi gösterir.
• Antitiroid antikorlar Hashimoto Tiroiditi gibi otoimmün tiroiditlerin saptanmasında yararlıdır.
İnce İğne Aspirasyon Biyopsisi (İİAB)

Bu test iyi huylu ve kanserli nodül ayrımını yapmak için en duyarlı yöntemdir. Yatış gerektirmeyen son derece basit bir yöntemdir. Herhangi bir ön hazırlık (aç kalmak gibi) gerektirmez ve işlem sonrası hasta evine dönebilir. Bu işlemde çok ince bir iğne ile tiroid nodülünden hücreler alınır ve bir cama yayılarak patolojiye yollanarak mikroskop altında incelenir. Patolojik inceleme sonrası aşağıdakilerden birisi rapor edilir;

Benign nodül (iyi huylu, kanser içermeyen) : Biyopsilerin yaklaşık %65’i benigndir ve genellikle koloidal nodüllerdir. Bu şekilde rapor edilen nodüllerde kanser olasılığı %3’ün altındadır. İnceleme bu konuda tecrübeli merkezlerde yapılmalıdır. Benign olarak rapor edilen nodüllerde takip yeterlidir. Takip sırasında büyüme gösteren nodüllerde ince iğne aspirasyon biyopsisinin tekrarı uygundur.

Şüpheli nodül : Tiroid biyopsilerinin yaklaşık % 20’si şüpheli nodül olarak rapor edilir. Genellikle folliküler adenom veya folliküler kanserlerde ince iğne aspirasyon biyopsisi ile iyi huylu, kanser ayrımı yapılamaz. Bu şekilde rapor edilen nodüllerde kanser olasılığı yaklaşık %20 dir.Ameliyat ile çıkartılması gereken nodüllerin saptanması için tiroid sintigrafisi yapılmasında fayda vardır. Sintigrafi saptanan soğuk nodüllerde kanser olasılığı %15-20 iken, sıcak nodüllerde bu olasılık %5 civarındadır.

Malign (kanser) : Tiroid biyopsilerinin yaklaşık %5’i malign olarak rapor edilir. Sıklıkla görülen kanser papiller tiroid kanserdir. Tiroid nodülünde kanser saptandığında tedavi için uygulanacak yöntem cerrahi olarak tiroid bezinin çıkartılmasıdır.

Tanısal Değil: (non-diyagnostik): Tiroid biyopsilerinin yaklaşık %10’unda bu ifadeyi görebilirsiniz. Biyopsi sonucunda tanı koymak için yeterli miktarda hücre alınamadığını gösterir.Bu durumda biyopsi tekrarı gerekir. Sonuç değişmez ve klinik ve radyolojik olarak şüphe devam ediyorsa cerrahi tedavi uygulanabilir.

Tiroid Sintigrafisi

Normal tiroid bezi kandaki iyotu tutarak tiroid hormonu yapımında kullanır. Ağızdan veya damar yoluyla verilen radyoaktif iyot tiroid tarafından tutulur ve bu nükleer kamera ile görüntülenir. Tutulum oranı tiroid bezi ve nodüllerinin nasıl fonksiyon gösterdiği hakkında fikir verir. Tiroid hormonu fazla üretildiğinde tutulum daha fazla olur (sıcak bölge). Hormon üretimi olmayan veya daha az olan bölgelerde tutulum az olur veya hiç olmaz (soğuk bölge). Soğuk nodüllerde kanser riski sıcak nodüllere göre iki kat daha fazladır.
Günümüzde yüksek çözünürlüklü ultrasonografilerin ve ince iğne biyopsisinin geniş çaplı kullanımıyla birlikte kullanım alanı daralmıştır. Halen aşağıdaki üç durumda kullanımı faydalı olabilir:
• Multinoduler guatrlı hastalarda ince iğne biyopsisi yapılacak nodülün saptanmasında kullanılabilir. Tüm nodüllerden biyopsi yapılması pratik olmayacağından, biyopsi için ultrasonografideki görüntüye göre dominant nodül veya içinde kalsifikasyonlar bulunan nodül tercih edilir. Bu kriterlerin bulunmadığı hastalarda sintigrafide saptanan soğuk nodüllere ince iğne biyopsisi uygulanır.
• Tanısal olmayan ince iğne biyopsisi veya tanısı folliküler neoplazm olarak gelen (iyi huylu ve kötü huylu lezyonun ayırt edilemediği bir durum) cerrahi kararı için kullanılabilir.
• Hipertiroidili hastalarda sıcak nodülün gösterilmesi oldukca faydalıdır. Bu nodullerde kanser riski oldukca düşüktür (%1’den az)
 

Ultrasonografi
Ultrason, ses dalgaları kullanılarak vücudun bir bölgesinin görüntülenmesidir. Ses dalgalarının yansımaları bilgisayar tarafından toplanarak ekranda bir görüntü (resim) oluşturulur. Tiroid nodüllerinin şekil ve yapısı hakkında en iyi bilgi veren testtir;
• Muayene ile hissedilemeyen nodülleri saptar,
• Nodüllerin sayı ve boyutlarını saptar,
• Nodülün kistik veya solid (katı) olduğunu saptar,
• İnce iğne biyopsisinde yardımcı olur.
Kanserli nodül ile iyi huylu nodül ayrımı için en duyarlı test ince iğne aspirasyon biyopsisi olmasına rağmen ultrasonda kapsul dışına yayılım saptanması, tek taraflı lenf nodlarında büyüme saptanması, nodülde veya lenf nodunda kalsifikasyonlar saptanması bize kanser açısından uyarıcı olmaktadır.
 

TEDAVİ 
Tiroid nodüllerinde cerrahi tedavi kararını nodüle yapılan ince iğne patolojisinin sonucu (kanser, şüpheli veya iyi huylu), nodülün bası belirtilerine yol açması ve kozmetik olarak problem yaratması belirler.
Tiroid kanseri saptanan tüm nodüllerde tedavi cerrahi ile ve tecrübeli bir cerrah tarafından tiroid bezinin çıkartılmasıdır. Tiroid kanserlerinin büyük çoğunluğu tedavi edilebilir kanserlerdir ve genellikle hayatı tehdit eden problem oluşturmazlar.
İyi huylu tiroid nodülleri aşırı büyüyerek veya büyük multinodüler guatrlar yutma veya nefes güçlüğü gibi bası belirtileri ortaya çıkardığında veya boyun ön yüzde kozmetik açıdan kötü bir görüntüye neden olduklarında cerrahi tedavi uygulanmalıdır.
İnce iğne aspirasyon biyopsisi (İİAB) sonucu şüpheli olarak rapor edilen tiroid nodüllerinde daha ayrıntılı patolojik inceleme amacıyla cerrahi uygulanmalıdır.
İyi huylu olduğu düşünülen nodüller belirli periyodlarla fizik muayene, tiroid fonksiyon testleri ve tiroid ultrasonografisi yapılarak takip altında tutulabilirler. Takiplerde boyut ve ultrasonografi görüntülerinde değişiklik görülen nodüllere ince iğne biyopsisi tekrarı yapılır ve izlenecek yol buna göre belirlenir. Nodülün boyut ve özelliklerinde değişiklik olmazsa herhangi bir tedaviye gerek olmadan sadece izlem yeterlidir.
Tiroid Kanserleri
Tiroid kanserleri endokrin kanserler içinde en sık görülen kanser olmasına rağmen, tüm kanserler ile karşılatırıldığında daha nadir görülen bir kanserdir. Kanser tanısı ürkütücü olmasına rağmen tiroid kanserli hastalarda tedavi sonuçları mükemmeldir. Tiroid kanserleri cerrahi ile kolayca tedavi edilebilirler, genellikle ağrı veya herhangi bir sekele yol açmazlar.
 

BELİRTİLERİ
Tiroid kanserleri küçükken herhangi bir belirti veya bulguya yol açmazlar. Genellikle başka bir nedenle yapılan rutin fizik muayene veya check up sırasında yapılan ultrasonografi ile tesadüfen saptatanır. Kanserli nodül büyüdükce aşağıdaki belirti ve bulgular görülebilir.

– Boyunda ele gelen veya görülebilen kitle
– Ses değişikliği, seste kalınlaşma
– Yutma güçlüğü, boğazda takılma hissi,
– Solunum güçlüğü,
– Boyun veya boğazda ağrı,
– Boyundaki lenf bezlerinde büyüme
 

NEDENLERİ ve RİSK FAKTÖRLERİ

Vücudumuzu oluşturan hücreler gibi tiroid bezini oluşturan hücreler de belli bir düzen içinde bölünürler, çoğalarak yıpranmış hücrelerin yerini alır ve zamanı gelince ölürler. Bu düzen değişik nedenlerle bozulunca hücreler kontrolsüz olarak çoğalmaya başlar ve yapıları bozularak normal hücreden farklılaşırlar. Bu anormal hücreler kitle oluşturacak şekilde toplanırlar ve zamanla çevre dokuları istila etme özelliği kazanırlar. Tiroid kanserine nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte.aşağıdaki faktörler tiroid kanseri gelişme riskini arttırmaktadır.

Yüksek doz radyasyona (ışın) maruz kalma: Baş ve boyun bölgesine uygulanan yüksek doz radyasyon tedavisi (ışın tedavisi) özellikle uygulama çocukluk çağında yapıldıysa tiroid kanseri riskini arttırır. 1940 ve 1950li yıllarda akne tedavisi, bademcik iltihabı ve adenoid (geniz eti) ve büyümüş lenf bezleri gibi nedenlerle ışın tedavisi uygulanırdı. Günümüzde daha çok bazı kanserlerin tedavisi için uygulanmaktadır. Akciğer filmi, diş için çekilen filmler ve mamografi tiroid kanserine yol açmaz.
Nükleer santrallerde meydana gelen kazalar sonucu yayılan radyoaktif maddeye maruz kalanlarda da tiroid kanseri riski artmaktadır. Buna en iyi örnek 1986 yılında Rusya’da meydana gelen Çernobil (Chernobyl) nükleer santral kazasıdır. Kazada etkilenen çocuklarda bir kaç yıl sonra kanser olguları ortaya çıkmaya başlamıştır. Nükleer santral kazalarında tiroid kanserinden korunmak için potasyum iyodür alınması kaza sonucu açığa çıkan radyoaktif iyodun tiroid bezi tarafından emilmesine engel olarak tiroid kanseri gelişimini önlemektedir.

Ailede tiroid kanser hikayesi bulunması

Bazı kalıtsal genetik sendromlar: Familyal medüller tiroid kanser, multiple endokrin neoplazi ve familyal adenomatöz polipozis gibi bazı genetik sendromlar tiroid kanseri riskini arttırır.
 

TANI

Tiroid kanserinde tanı tiroid nodülüne yapılan ince iğne aspirasyon biyopsisi veya tiroid nodülünün cerrahi ile çıkartılması sonrası patolojik inceleme ile konur. Tiroid nodülleri toplumda sık görülmesine rağmen tiroid kanseri tüm nodüllerin %10’undan azında saptanır. Patoloji inceleme sonrasında saptanacak olan tiroid kanserinin tipi hem tedavi kararında hemde hastalığın seyri hakkında fikir verdiğinden önemlidir. En sık karşılaştığımız tiroid kanser tipleri;

Papiller tiroid kanser:
En sık görülen tiroid kanseridir ve tüm tiroid kanserlerinin %70- 80’ini oluşturur. Her yaşta görülmesine karşın en sık 30 ile 50 yaş arası karşımıza çıkar. Papiller kanser sonderece iyi seyirlidir ve çok yavaş gelişir. Öncelikle lenf nodlarına yayılır. Diğer kanserlerden farklı olarak tümörün lenf nodlarına yayılmış olması hastalığın seyri ve sağkalımı etkilemez.

Folliküler tiroid kanser:
Tüm tiroid kanserlerinin % 10-15’ini oluşturur. Genellikle 50 yaşın üzerinde görülür. Papiller tiroid kanser gibi lenf nodlarına yayılabilmekle beraber, folliküler kanserler kan yoluyla akciğer ve kemikler gibi uzak organlara yayılma potansiyeli daha yüksektir.

Medüller tiroid kanser:
Tüm tiroid kanserlerinin % 5-10’unu oluşturur. Genellikle ailesel geçişlidir ve diğer endokrin problemlerle birlikte görülür. Kişide medüller tiroid kanser gelişebileceği kandan bakılan genetik testle saptanabilmektedir. Medüller kanserli kişilerin aile bireylerin RET proto-onkogen testinin pozitif olması ileride bu kişide büyük olasılıkla medüller tiroid kanser gelişeceğini gösterir. Bu bireyin tirod bezinin ameliyat ile tamamen çıkartılması medüller tiroid kanser gelişmesini önler.
Anaplastik tiroid kanser:
Nadir görülen ve çok hızlı ilerleyen tiroid kanseri türüdür. Genellikle tedavisi zordur. Dahaçok 60 yaş üzerinde görülür.
TEDAVİ

Tiroid kanserinde tedavi kanserin tipi ve evresine göre değişmekle beraber, primer tedavi cerrahidir.

Cerrahi tedavi:
Tiroid kanserinin tedavisinde genel kabul gören yaklaşım tiroid bezinin tamamının veya güvenli olarak çıkartılabilecek tüm tiroid dokusunun cerrahi ile çıkartılmasıdır. Bu işlemler sırasıyla total tiroidektomi ve totale yakın tiroidektomi olarak adlandırılır. Lenf nodlarına yayılım söz konu olduğunda boyundaki lenf nodları çıkartılır. Bu işleme ise boyun diseksiyonu denir.

Tiroidektomi boyun ön yüzüne yapılan küçük bir kesi ile yapılır. Ameliyat sırasında tiroid bezine yakın komşuluğu olan iki yapının korunması hayati önem taşır. Bu yapılardan birincisi vücudumuzun kalsiyum dengesini ayarlayan paratiroid bezleridir. Paratiroid bezleri fark edilmeden tiroid bezi ile birlikte çıkartıldığında veya kanlanması bozulduğunda kalsiyum yetersizliğine bağlı bulgular ortaya çıkar ve ömür boyu kalsiyum içeren tabletler almak gerekir. Diğer önemli yapı ise ses tellerimizi uyaran sinirdir. Bu sinirin zarar görmesi durumunda ses kısıklığı, seste kalınlaşma veya nefes darlığı gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Bu nedenlerle tiroid cerrahisi titiz ve dikkatli çalışmayı gerektirir ve bu konuda tecrübeli cerrahlar tarafından yapılmalıdır.

Tiroid hormonu tedavisi:
Ameliyat sonrasında hayat boyu tiroid hormonu içeren tabletler kullanılması gerekmektedir. Tiroid hormonu verilmesi iki amaca hizmet etmektedir; birincisi bu yolla eksik olan tiroid hormonu yerine konmakta, ikincisi hipofiz bezinden salgılanan TSH(tiroid stimulan hormon) baskılanmaktadır. Yüksek TSH düzeyi kalmış olabilecek tiroid kanseri hücrelerinin gelişmesine yardımcı olacaktır. Baskılama sonucu tiroid kanserinin nüks olasılığı azaltılmaktadır.

Tiroid hormonlarının ve TSH’ın kandaki düzeyi istenen seviyeye gelene kadar kısa aralıklarla kanda tiroid fonksiyon testlerini kontrol etmek gerekir. İstene düzey elde edilince kontrol aralıkları seyrekleştirilir.

Radyoaktif iyot tedavisi (Atom tedavisi):
Bu amaçla yüksek doz radyoaktif maddeyle işaretli iyot hastaya ağızdan kapsül şeklinde veya damar yoluyla verilir. Genellikle total tiroidektomi sonrası vücutta kalmış olabileceği düşünülen sağlıklı tiroid dokusu veya kanserli dokuları yok etmek amacıyla uygulanır. Tiroid bezi tiroid hormonlarının yapımında iyot kullanır. Bu nedenle alınan iyot tiroid hücreleri tarafından tutulur. Böylece radyaktif madde iyotla beraber tiroid hücreleri içine girer ve dokuyu yok eder. Radyoaktif iyot tedavisi ayrıca ameliyat ve tedavi sonucu nüks etmiş veya uzak organlara yayılmış tiroid kanserlerinde tedavi amacıyla kullanılır.

Radyoaktif iyot primer olarak tiroid hücreleri ve tiroid kanserli hücreler tarafından tutulduğundan, diğer dokuların zarar görme olasılığı düşüktür. Bununla beraber aşağıdaki yan etkiler görülebilir;
• Bulantı
• Ağızda kuruluk
• Gözlerde kuruluk
• Koku ve tat alma duyusunda değişiklik
• Tiroid kanser hücrelerinin bulunduğu bölgelerde ağrı
Radyoaktif maddenin büyük çoğunluğu birkaç gün içinde idrar yoluyla vücudu terk eder. Bu süre içinde radyasyonu yaymamak için özellikle çocuklar ve hamileler başta olmak üzere insanlar uzak durulmasında fayda vardır.
TİROİD KANSERİNDE TAKİP

Tiroid kanseri düşük olasılıklada olsa tekrar edebileceği için tedavi sonrası düzenli kontrollerin yapılması hayati önem taşımaktadır. Bu kontrollerde dikkatli bir fizik muayenenin yanı sıra kan testlerinde tiroid fonksiyon testleri (sT4, TSH) ve tiroid kanser belirteci olan tiroglobulin’e bakılması gerekir. Tiroid hormonları TSH düzeyini düşük tutacak şekilde ayarlanmalıdır. Düşük TSH düzeyine rağmen tiroglobulin düzeylerinin normal sınırların üzerinde olması vücutta halen tiroid kanser hücrelerinin olduğunun göstergesidir. Bu durumda yeniden cerrahi ve/veya radyoaktif iyot tedavisi gerekebilir.
TİROİD KANSERİNDE PROGNOZ

Genel olarak bakıldığında tiroid kanserinin seyri mükemmeldir. Genç hastalarda seyir 40 yaş üstüyle karşılaştırıldığında daha iyidir. Tiroid kanserinin en sık görülen tipi olan tiroid papiller kanserde 25 yıllık sağkalım yaklaşık %99’dur. Zamanında tanı ve tecrübeli ellerde yapılan cerrahi tedavi ile tiroid kanseri korkulacak bir hastalık değildir.
Tiroid Cerrahisi ile İlgili Bilmeniz Gerekenler
Tiroid cerrahisi tiroid bezinin kanser veya kanser dışı bazı hastalıklarında tedavi amacıyla uygulanmaktadır. Bu amaçla uygulanan çeşitli operasyonlar;
• Lobektomi: Tiroid bezinin yarısının çıkartılmasıdır.
• Subtotal tiroidektomi: Heriki lobda bir miktar tiroid dokusu bırakılarak tiroid bezinin çıkartılması
• Totale yakın tiroidektomi: Tek tarafta bir gramdan daha az tiroid dokusu bırakılarak tiroid bezinin çıkartılması
• Total tiroidektomi: Tiroid bezinin tamamının çıkartılması.
Her operasyon için belirli endikasyonlar mevcuttur. Tiroid cerrahisinin en önemli riskleri anatomik olarak komşu yapıların zarar görmesidir. Bunlardan birincisi kalsiyum seviyesini düzenleyen paratiroid bezleri, diğeri ise ses tellerini uyaran sinirlerdir. Ameliyat öncesi hastaların en sık sorduğu sorular aşağıda özetlenmiştir.
• Neden ameliyat gerekiyor?
Cerrahi tedavi tiroidde başlıca üç grup hastaya uygulanıyor. Bunlardan birincisi tiroid kanseri olduğu iğne biopsisi ile bilinen veya biopsi ile tiroid kanseri şüphesi olan hastalar, ikinci grup iyi huylu olduğu düşünülen ancak çapı giderek büyüyen ve boyunda baskı belirtileri yapan nodülleri olan hastalar, üçüncü grup da hipertiroidi hastalığı ilaçla veya radyoaktif iyodla kontrol altına alınamayan veya alınamayacağı baştan öngörülen hastalar.
• Ameliyat öncesi ne incelemeler yapılacak?
Diğer tüm operasyonlardan önce yapıldığı gibi tiroid cerrahisi öncesinde de ayrıntılı olarak medikal hikaye, fizik muayene ve kardiyopulmonel (kalp ve dolaşım sistemi) değerlendirme yapılmalıdır. Kalp ile ilgili belirtileri bulunan ve 45 yaş üzeri hastalarda EKG ve akciğer grafisi istenmelidir. Daha önce boyun ameliyatı geçirenler ve ses değişiklikleri olanlarda cerrahi öncesi ses telleri mutlaka değerlendirilmelidir. Bu ses tellerini uyaran sinirlerin fonksiyonunun normal olup olmadığının saptanması için önemlidir. Tiroid cerrahisi medüller tiroid kanser için yapılacaksa eşlik edebilecek adrenal (böbrek üstü bezi) tümörler (feokromasitoma), hiperkalsemi ve hiperparatiroidi araştırılmalıdır.
• Ameliyat hangi tiroid hastalarına uygulanmaktadır?
Cerrahi tedavi tiroidde başlıca üç grup hastaya uygulanıyor. Bunlardan birincisi tiroid kanseri olduğu iğne biopsisi ile bilinen veya biopsi ile tiroid kanseri şüphesi olan hastalar, ikinci grup iyi huylu olduğu düşünülen ancak çapı giderek büyüyen ve boyunda baskı belirtileri yapan nodülleri olan hastalar, üçüncü grup da hipertiroidi hastalığı ilaçla veya radyoaktif iyodla kontrol altına alınamayan veya alınamayacağı baştan öngörülen hastalar.
• Ameliyat öncesi ne incelemeler yapılacak?
Diğer tüm operasyonlardan önce yapıldığı gibi tiroid cerrahisi öncesinde de ayrıntılı olarak medikal hikaye, fizik muayene ve kardiyopulmoner (kalp ve dolaşım sistemi) değerlendirme yapılmalıdır. Kalp ile ilgili belirtileri bulunan ve 45 yaş üzeri hastalarda EKG ve akciğer grafisi istenmelidir. Daha önce boyun ameliyatı geçirenler ve ses değişiklikleri olanlarda cerrahi öncesi ses telleri mutlaka değerlendirilmelidir. Bu ses tellerini uyaran sinirlerin fonksiyonunun normal olup olmadığının saptanması için önemlidir. Tiroid cerrahisi medüller tiroid kanser için yapılacaksa eşlik edebilecek adrenal (böbrek üstü bezi) tümörler (feokromasitoma), hiperkalsemi ve hiperparatiroidi araştırılmalıdır.
• Ameliyatı yapacak cerrahı nasıl seçmeliyim?
Tiroid cerrahisi bu konuda özel eğitim almış ve tecrübeli cerrahlar tarafından uygulanmalıdır. Tiroid cerrahisini sık uygulayan cerrahların yaptığı ameliyatlar sonrası komplikasyon oranları daha düşüktür.
• Ameliyatın riskleri nelerdir?
Tiroid cerrahisi sırasında kaşılaşılabilecek en önemli riskler kanama, kalıcı ses değişikliklerine neden olan ses tellerini uyaran sinirin zedelenmesi ve hipoparatiroidiye yol açan vücudumuzun kalsiyum düzeyini ayarlaya paratiroid bezlerinin hasar görmesidir. Bu komplikasyonlar daha çok lenf nodu tutulumu olan ve çevreye yayılmış büyük tümörlerde, tiroid bezine yapılan ikinci ameliyatlarda ve göğüs kafesine doğru uzanım gösteren büyük guatrlarda olur. Cerrahın tecrübesi yetersiz olduğunda komplikasyon oranı artar. Genel olarak komplikasyon oranı % 2’nin altında olmalıdır.
• Tiroid bezimin ne kadarının alınması gerekiyor?